Zeytinde Rekor Üretim Var, Sevinen Yok!

8.11.2024

Türkiye, 200 milyon zeytin ağacından elde edilen 3 milyon 600 bin ton zeytin, 750 bin ton sofralık zeytin ve 475 bin ton zeytinyağı ile tüm zamanların üretim rekoruna ulaşırken, bu rekor üretime sektörde sevinen yok. Üretici, sanayici, ihracatçı rekor üretime rağmen, bugüne kadar uygulanan yanlış politikalar nedeniyle endişeli.

Türkiye sofralık zeytinde dünya birincisi, zeytinyağında ise İspanya’dan sonra dünya ikincisi konumuna geldi. Yapılan rekolte tahminine göre Türkiye, 2024-2025 sezonunda tüm zamanların en yüksek zeytin ve zeytinyağı üretimine ulaşacak. Ancak bu yüksek rekolte sevinçten çok endişe yarattı. Üretici, fiyatın düşmesinden, sanayici talepteki düşüş nedeniyle raflardaki satışların düşmesinden, ihracatçı yüksek rekolteye rağmen fiyat nedeniyle rekabet edemediğinden, tüketici de fiyatların yüksekliğinden şikayet ediyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü ve Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyinin (UZZK) koordinatörlüğünde, geçmiş yıllarda olduğu gibi “Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Ulusal Resmi Tahmin Heyeti” oluşturularak rekolte tespiti yapıldı. Rekolte tespit çalışmalarına göre, 2024-2025 sezonunda 200 milyon zeytin ağacından toplam 3 milyon 600 bin ton zeytin elde edilecek. Bu zeytinin 750 bin tonu sofralık, kalan 2 milyon 850 bin tonu ise yağlık olarak değerlendirilecek. Ortalama 6-7 kilo zeytinden 1 kilo yağ hesabı ile 475 bin ton zeytinyağı üretilecek.

TÜRKİYE REKOLTE TAHMİNİ
YIL Ağaç Sayısı Ağaç Başına Zeytin Danesi (Kg) Elde Edilecek Zeytin (Ton) Yemekliğe Ayrılacak Zeytin (Ton) Yağlığa Ayrılacak Zeytin (Ton) Elde Edilecek Zeytinyağı (Ton) 1 Kg Zeytinyağı İçin Zeytin Danesi (Kg)
Meyve Veren Meyve Vermeyen
2014-2015 140.545.527 24.009.611 9,6 1.352.152 438.833 913.319 189.482 4,8
2015-2016 145.321.360 22.526.267 7,6 1.108.188 397.025 711.133 143.115 5,0
2016-2017 144.384.666 26.895.736 11 1.535.055 432.976 1.102.080 177.365 6,2
2017-2018 151.347.628 26.583.103 13,4 2.031.244 455.772 1.593.698 287.041 5,6
2018-2019 151.069.434 26.774.532 9,9 1.500.467 426.995 1.073.472 193.614 5,5
2019-2020 153.168.156 27.717.636 10,0 1.482.500 414.085 1.068.415 241.595 4,9
2020-2021 159.352.393 29.397.654 8,3 1.316.850 360.046 956.804 177.981 5,4
2021-2022 164.586.585 27.696.636 10,6 1.738.680 506.754 1.231.925 235.727 5,2
2022-2023 167.652.603 28.456.586 17,8 2.976.654 735.680 2.244.999 421.774 5,3
2023-2024 170.870.662 31.379.830 8,9 1.520.000 490.000 1.030.000 185.000 5,6
2024-2025 171.912.841 32.524.093 20,9 3.600.000 750.000 2.850.000 475.000 6,0

 Türkiye'nin son 10 üretim sezonunda elde edilen ve 2024-2025 üretim sezonunda elde edilmesi tahmin edilen son 11 yıllık zeytin ve zeytinyağı miktarı tespit ve tahmin sonuçları (ton).

Rekor üretim beklentisine rağmen, sektör sezona “tedirgin” girdi. En büyük endişe pazarda oluşacak fiyatın, üreticilerin maliyetlerinin altında kalması. Sektör temsilcileri üreticinin kar edebilmesi, ihracatçının rekabetçi fiyatlarla pazara girebilmesi ve tüketicilerin de ulaşılabilir fiyatlarla zeytin ve zeytinyağı tüketebilmesi için başta prim olmak üzere desteklerin artırılması gerektiği söylüyor.

Üretimdeki Artış Yüzde 136,8 Olacak

UZZK’nın açıkladığı 2024-2025 Üretim Sezonu Sofralık Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Raporu’na göre, Türkiye genelinde ağaç başına ortalama üretim geçen seneye göre arttı. Bu sezon ağaç başına 21 kilo zeytin elde edileceği bilgisinin yer aldığı raporda; elde edilecek zeytin miktarının bir önceki “var yılı” olan 2022/2023 üretim sezonuna göre yüzde 20,9 artarken, 2023/24 sezonuna göre ise yüzde 136,8 oranında artacağı tahmini yer aldı.

Raporda 2024/2025 üretim sezonu toplam sofralık zeytin üretiminde ilk beş il sırasıyla Manisa, Bursa, Aydın, Mersin ve Balıkesir oldu. En fazla zeytinyağı üretilecek iller sıralamasında ise İzmir, Manisa, Aydın, Balıkesir ve Mersin yer aldı.

İklim Krizi Kaliteyi De Olumsuz Etkiliyor

Rapora göre iklim değişikliğinin zeytin üretimi üzerindeki olumsuz etkileri yoğun olarak hissediliyor. Bu etkilerin sadece üretim miktarında değil, aynı zamanda elde edilen yağın kalitesinde ve kompozisyonunda da değişimlerin oluşmasına neden olduğu belirtiliyor. Raporda, yeni dikim alanları için iklim değişikliği dikkate alınarak bu tür tehditlere karşı daha dayanıklı olabilecek rakım, konum ve toprak yapısındaki alanların belirlenmesi, havza bazlı destek modelinde Avrupa Birliği’nde daha az kayırılmış alanlar denen ve Türkiye’de geleneksel meyilli alanlardaki zeytinlikler için ilave desteklerin verilmesi talep ediliyor.

İhracat İçin Üreticiyi Ezdirmemeliyiz

Türkiye’nin fiyat belirleyici bir ülke konumuna erişmesi gerektiğini söyleyen UZZK Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Tan, “Dünya fiyatlarında Türkiye’nin etkin bir şekilde söz sahibi olması gerekiyor. Şu anda fiyatlar üzerinde yurtdışı kaynaklı bir baskı var. Özellikle Avrupa Birliği fiyatları daha fazla düşürmek için çaba içerisinde. Üreticinin bir maliyeti var. Bunu dikkate almamız, üreticiyi ezdirmememiz lazım. Üreticinin, maliyetinin üzerinde bir gelir elde etmesi lazım ki üretim sürdürülebilir olsun. İhracat için daha düşük teklifler gelirse, ihracat yapmak için Türk üreticisini ezdirmek yanlış olur. Gerekirse bu konuda başka formüllere gidilebilir. Türkiye, gerekirse kendi yağını tüketir. Zeytinyağını ucuz satmak yerine iç piyasada da tüketebilecek kapasiteye sahibiz. Türkiye, artık sömürülen üçüncü sırada bir ülke değil, zeytinyağında dünya ikincisi. Dolayısıyla daha dik duruşla ürünlerimizi değerlendirmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Ziraat odası başkanlarının açıklamalarına göre 1 litre zeytinyağının satış fiyatının 240 TL civarında, zeytinin ise 50 TL civarında olduğunu dile getiren Tan, şunları söyledi: “Piyasada rakamlar düşüşe doğru gidiyor. Henüz önümüzü göremiyoruz, fiyatlar oturmadı. Arz ve talebin kesiştiği noktada olacağını tahmin ediyoruz ama maliyetinin üzerinde olması gerekiyor. Üretici kazanmadan üretsin diyemeyiz.”

Prim En Az 10-15 Lira Olmalı

Zeytin ve zeytinyağında yeni sezonunun Türkiye’nin 2000’li yıllardan beri çabaladığı ve dünya ikinciliği hedefini pekiştirdiği bir sezon olduğunu ifade eden TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Genel Müdürü Güngör Şarman, “Bu sezon, geçen sezondan devreden yaklaşık 100 bin tonluk stokla birlikte zeytinyağı varlığımız 575 bin ton civarına ulaşacak. Ayrıca, Suriye’den gelecek olan 50-60 bin tonluk yağın eklenmesiyle 600 bin tonu aşacak. Dünyadaki rekolte artışını da dikkate alırsak alıcının nazlı davranacağı bir piyasa yapısı oluşacak. İhracatçının rekabetçi fiyat verebilmesi, üreticinin kazanabilmesi ve tüketicinin uygun fiyatla zeytinyağı tüketebilmesi için her zamankinden daha çok desteğe ihtiyaç var. Zeytinyağı primi 1998’de ilk kez verildiğinde dolar bazında 40 sent olarak başlamıştı. O zaman bunun zeytinyağı fiyatı içindeki oranını şimdiye uyarlarsak bu rakamın bugün en az 55 lira olması lazım. Oysa şu an zeytinyağı primi 1 lira. Prim 55 lira değil ama en azından 10-15 liraya ulaşılması gerek. İspanya’daki zeytinyağı üreticisi 0.65 Euro prim ile maliyetinin yüzde 10’nu karşılarken, bizim üreticimizin prim oranı maliyetinin yüzde 0,6’sı seviyesinde kalıyor. Bu koşullarda üretimin sürdürülmesi kolay değil” dedi.

Üretici De Sanayici De Fiyatlardan Memnun Değil

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın planlı üretim kapsamında 13 tarımsal ürün ve yem bitkilerini “stratejik ürünler” olarak belirlediğini hatırlatan İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Erol Avni Bozkurt, “Zeytin bu ürünler arasında değil. Binlerce çiftçi ailesinin geçimini sağladığı ve önemli bir sanayi girdisi olan zeytin, başta Yunanistan, İspanya ve İtalya olmak üzere rakibimiz olan tüm ülkelerde stratejik ürün sayılıyor. Türkiye’de de stratejik ürün sayılması lazım” dedi.

Zeytin ve zeytinyağı fiyatlarından üreticilerin de sanayicilerin de memnun olmadığını söyleyen Bozkurt, “Üreticinin maliyetleri yüksek, diğer taraftan sanayiciler de döviz kurlarının düşük kalmasından dolayı zor durumdalar. Böyle bir handikap var. Hem üretici hem de sanayici mutsuz” diye konuştu.

Fiyatlar Yazın Gerçek Değerine Ulaşabilir

Akhisar Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Alper Alhat da zeytinin stratejik ürünler kapsamına alınmaması üzerine yaptığı değerlendirmede, “Türkiye’de 2005 yılına kadar 90 milyon zeytin ağacı vardı. Şu anda bu rakam 190- 200 milyona çıkmış durumda. Hükümet 400 bin ailenin zeytin üreticisi olmasına destek sağladı. Bu sağlanan desteğe bakıldığında zeytinin stratejik ürün listesinde olmayışını ancak unutulmuş olduğu şeklinde açıklayabiliriz. Böyle değer verilen bir ürünün stratejik konumda olması gerekiyor” ifadelerini kullandı. İç piyasada ve ihracatta fiyatların düşebileceğini öngördüklerini dile getiren Alhat, “Tarım ürünlerinin birçoğunda olduğu gibi zeytin ve zeytinyağının da sezonunda bir miktar fiyatı düşebilir. Faizlerin yüksekliği, depolama alanlarının uygun olmaması, birçok olumsuzluğun üst üste yaşandığı bir yılda bu ürünlerin fiyatında da düşüş yaşanacaktır. Ama önümüzdeki yaz sezonu içerisinde fiyatların tekrar değerini bulacağını öngörüyoruz” dedi.

İşçilik Maliyetleri Yüksek

UZZK’nın raporuna göre Aydın’da 2023-2024 üretim sezonu toplam zeytinyağı miktarına göre yüzde 289,6 artış olacağı, 2022-2023 üretim sezonu toplam zeytinyağı miktarına göre ise yüzde 6,5 azalış olacağı tahmin ediliyor. Aydın Ticaret Borsası Başkanı Fevzi Çondur, bölgedeki üreticilerin hem iklim koşulları hem de yüksek işçilik maliyetleriyle de mücadele ettiğini söyledi.

Üreticinin daha az ürünü daha yüksek maliyetlerle hasat etmek zorunda kaldığını dile getiren Çondur, “Aydın’da zeytin tarımı diğer bölgelerden farklı. Zeytin arazilerinin fiziki koşulları makineleşmeye uygun değil. Aydın’da çoğu zeytinlikler yamaçlarda, dağlarda. Ağaçlarımızın yaş ortalaması 100’ün üzerinde. Fiziki durumlarımız ve ağaç sayılarımız diğer bölgelerle aynı değil. Sulanabilir arazi miktarı çok az. Hasat maliyetleri artıyor. Elimize geçen para hasat maliyetini karşılayamıyor” diye konuştu.

(Kaynak; Ekonomi Gazetesi)